Gamzeli_03 depremi birinci dereceden yaşayan yakınınız var mı bilmiyorum şayet varsa ve ona rağmen böyle düşünüyorsanız ne mutlu size, sizin kadar pozitivist olmak isterdim.
Ben ailemin yarısını depremde kaybettim. Hala amcalarım, kuzenlerim konteynerde yaşıyor. Oysa depremden sonra 1 sene içinde konutsuz insan kalmayacaktı. 2 sene geçti, Hatay hala ayağa kalkabilmiş değil. Ve çok uzun bir süre daha kalkacakmış gibi de değil maalesef. Evet çok büyük bir felaket, evet çok geniş bir alanda oldu, ama saydığınız yardımlar da yapılsın bir zahmet. İnsanlar yeterince kaderine terk edildi. Bir amcamın naaşına 9.günde ulaşabildik ve bulunduğunda bedeni hala sıcaktı. Enkaz altında can çekişmesini biz ailesi olarak nasıl hafızalarımızdan silelim? Sosyal bir devletin yapması gereken çadır satmak değildi mesela. Bu konu çok derin ve spor salonlarında gelen yardımları istifleyerek çok yardım yapılıyor seviyesine indirgenemez. Kaldı ki o dönem en çok yardım eden halktı, hükümet değil. Madencilerin nasıl organize olup deprem bölgesine gelmek için bürokrasiyi aşmaya çalışmasına bizzat şahidim. Tv ekranlarında toplanan yardımlardan hala ses yok mesela, ne oldu onlar? Dediğim gibi, yakınen yaşayanlar bilir o bölgedeki sıkıntıları. Muhtemel İstanbul depremi için siz bir yatırım, bir önlem görüyor musunuz mesela? İstanbul’da meydana gelecek deprem 6 şubat depreminden bile daha büyük bir felaket olacak muhtemelen çünkü.
Bizim ülkemizde insanlar sefalete alıştırılıyor iyice. Asgari ücret olayı da bunlardan biri. Fakirlik içinde hayatta kalmayı şükür sebebi sayıyoruz. Ama hep zengin daha zengin, fakir daha fakir yapılıyor. İtiraz etmemiz gereken de bu. İşçi simit hesabı yapsın istiyorlar ama kendileri varlık bolluk içinde sefa sürsün. Benim bir vatandaş olarak buna içim acıyor. Şehir meydanında kendini yakan babaları, fön makinesiyle ısınmaya çalışırken çıkan yangında ölen çocukları, aç bebekleri kim ne derse desin kabullenemiyorum.